Harran'ın en çok ilgi çeken yanı,
bindirme tekniğinde yapılmış, külah biçimindeki konik kubbeli evleridir.Kubbeli
evler tarihinin, düz damlı evler kadar eski olduğu bilinmektedir. Musul
yakınında Arpachiyan'da, Tiflis yakınındaki Schulaveri'de ve Kıbrıs'ta yapılan
kazılarda rastlanılan kubbeli ev bulguları M.Ö. VI. bine tarihlenmektedir. Bu
gelenek Mezopotamya, Transkafkasya ve Ege'de M.Ö. III bine kadar yoğun bir
biçimde devam etmiştir.Günümüzde Akdeniz çevresinde, bilhassa güney İtalya'nın
Apulya bölgesinde hem kentsel hem de kırsal alanda, Harran evlerine benzeyen ve
"Trullo" denilen bindirme kubbeli çok sayıda yapı bulunmaktadır.
Ancak Apulya yapıları, 80-200 cm. arasında değişen duvar kalınlıkları ve çift
çubuklu kubbeleri ile Harran'daki benzerlerinden daha sağlam bir durumdadır.
Çoğu XIX. yüzyıldan kalmış olan bu evlerin arasında XV. yüzyıla tarihlenenler
de vardır. Ayrıca, bu yüzyılın başında yapılmış olanlarına da rastlanmaktadır.
İskoçya adalarında "beehive houses" adı verilen bu tür yapıların XVIII. yüzyılda canlı bir gelenek oluşturduğu bilinmektedir. İspanya'nın Aragonya bölgesinde, İran, Afganistan, Çin Bolivya ve Peru'da kerpiçten, etna eteklerinde lavlardan yapılma kubbeli evler vardır.İçinde bulunduğunuz yüzyılın başında yapılan bir araştırmada, Anadolu'da kubbeli evlerin yoğun olduğu iki bölge tespit edilmiştir. Urfa-Birecik arasındaki birinci bölgede, bugün yalnız Suruç ve çevresinde bulunan bir kaç köy kubbeli evleri içermektedir. İkinci bölge olan Urfa-Akçakale arasında ise, Harran ve çevresindeki bir kaç köyde kubbeli evler bulunmaktadır.
İskoçya adalarında "beehive houses" adı verilen bu tür yapıların XVIII. yüzyılda canlı bir gelenek oluşturduğu bilinmektedir. İspanya'nın Aragonya bölgesinde, İran, Afganistan, Çin Bolivya ve Peru'da kerpiçten, etna eteklerinde lavlardan yapılma kubbeli evler vardır.İçinde bulunduğunuz yüzyılın başında yapılan bir araştırmada, Anadolu'da kubbeli evlerin yoğun olduğu iki bölge tespit edilmiştir. Urfa-Birecik arasındaki birinci bölgede, bugün yalnız Suruç ve çevresinde bulunan bir kaç köy kubbeli evleri içermektedir. İkinci bölge olan Urfa-Akçakale arasında ise, Harran ve çevresindeki bir kaç köyde kubbeli evler bulunmaktadır.
Ancak, kerpiç kubbe ile örtülmüş bu
evlerden farklı olarak Harran evleri tuğla kubbelerle örtülmüştür.Harran
evlerinin tuğla kubbe ile örtülmesinin en önemli iki nedeninden birincisi,
bölgenin çöl olması münasebetiyle örtüde kullanılacak ağaç malzemenin
bulunmayışıdır. İkinci neden ise, Harran hara-belerinde bol miktarda bulunan
tuğla malzemedir. İlginç bir doku oluşturan bu evler, ören yerinden toplanan
tuğlalarla eski kentin kalıntıları üzerine son 150-200 yıl içersinde inşa
edilmişlerdir.1979 yılında arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak tescil edilen
ve kubbe evleri korumaya alınan Harran'da, ören yerinden malzeme toplanması,
her çeşit inşaat yapılması, kanal açılması yasaklanmıştır. O tarihlerde 960
adet kubbe sayılan Harran'da bu sayı dondurulmuştur.
Harran evleri, kare ya da
kareye yakın prizmatik bir alt yapı üzerine bindirme tekniğinde örülen
tuğlaların gittikçe daralan konik bir külah şeklini almasından oluşan
kubbelerle örtülmüştür. Kubbe-lere geçiş basit tromplar ve pandantiflerle
(bingi) olmaktadır. Yüksekliği içerden en çok 5 m.'ye varan kubbeler, 30-40
tuğla dizisi ile örülmüştür. İkili, üçlü ve altılıya kadar varan kubbe
grupları, içerden kemerlerle birbirlerine bağlanarak geniş mekânlar elde
edilmiştir. Kubbeler örülürken yanlara belli aralıklarla tuğla çıkıntılar
yerleştirilmiş ve kubbenin tepesi açık bırakılmıştır. Tuğla çıkıntılar kubbenin
tamiri ve gerektiğinde yağışlı-soğuk havalarda tepedeki deliğin kısmen veya
tamamen kapatılabilmesi için tırmanmaya yaramaktadır. Kubbenin tepesindeki
açıklık, içerideki dumanın dışarı çıkmasını sağlayan baca ve ışıklık fonksiyonu
görmektedir.
Örgüleri düzensiz bir şekilde balçık harçla bağlanan kubbe ve duvarlar, içerden
ve dışarıdan yine bu harçla sıvanmıştır.Bölge iklimine uyumlu, yazın serin,
kışın sıcak olan kubbeli Harran evlerinde, tavukların daha çok yumurtladığı, at
gibi bazı hayvanların daha uysal olduğu, kuru soğanların çabuk filizlendiği
köylüler tarafından söylenmektedir.Bu evlerden bir örnek 1999 yılında Harran
Kaymakamı İbrahim Halil Akşit'in gayretleriyle restore edilerek "Kültür
Evi" fonksiyonuna kavuşturulmuş ve turizmin hizmetine sunulmuştur.Ayrıca
Kültür Bakanlığı, restore etmek ve kültürel fonskiyon vermek üzere bu evlerden
4 adedini satın almıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder